KARANLIĞIN YUTTUĞU İNSANLIK…

KARANLIĞIN YUTTUĞU İNSANLIK…
Hıçkırmaya ramak ıstırap yüklü gözlerin
Teselli bulduğu lacivert çılgın dalgalar,
Getirdi minik canı, çırılçıplak sahile
Gökyüzünde parlayan parlak ay ışığında.
İntihar eden yunuslar, vururdu kıyıya,
Bir vakit, şimdiler cansız canlar ulaşıyor
Seri katil olmuş, çarşaf gibi mavi deniz,
Gureba yutuyor pusuda, gölgeler gibi…
Yazarım çaresizliğimi suyun üstüne,
İnsanlığın düştüğü çukuru arıyorken.
Heyhat, çürümüş, dünyayı kuşatmış kokusu,
Gül bahçesi sanırmışız çirkef tarlasını…
Karanlıklar yutuyor masum mum ışığını,
Şaşkınlar meşkte, mazlumlarsa olmuş sersefil,
Gözler boşluğa tutunmak için çırpınıyor,
Sancımı kusuyor bir hınçla düşen göz yaşım …
Ufuk ölüm doğuruyor, yürekler yanardağ
Zalim olmuş felek, analar çığlık basıyor
Yağmur damlasıyla semadan yıldız yağarken
Kan fışkırıyor Şam, Halep, İdlib tarlasından…