ZALİM GURBET

ZALİM GURBET
Tan ağarınca uyanırım derin uykudan
Efkar olur akarsın iki göz pınarımdan
Sığınağım sensin sefaletimi kuşatan
Fakir bohçamın ziynetisin ömrüne kurban
Geçer gündüzler bağlanır karanlık geceye
Büyür hasretim nar olup kalırken sinede
Sen bana hasret ben hüküm giymişim gurbete
Savurdu sam yeli, kaldı ümidim ezele
Sığın Rabbine ez kahrınla sabır taşını
Uğruma heba edip tüketme göz yaşını
Kaybolup gider özlemler göçmen kuş misali
Gün olur kavuşur elimiz yorma kalbini
Bir seneydi buldu on seneyi ne yapalım
Küsülmez ki kadere çaresini bulalım
Beni sana bağlayan sevgime bel bağlarım
Viran oldu bağımız çaresini soralım
Ruhum öksüz, düştüm gurbete seni bırakıp
Nasıl ağlamıştım son kez toprağa sarılıp
Üzerime bulutlar yağmurunu bırakıp
Teselli oluyorum fotoğrafına bakıp
Geçer elbet geçer bu günler de yok olur
İnsan ömrü nedir, nereye kadar gam olur?
Akan gözyaşımız aşıklara ilham olur
Sazın telinde türkü, yaraya ilaç olur